YİBDER

deprem müzesi (2)

Sesli Afet Müzesi Projesi

Bu proje sürecinde birçok insanın deprem hikâyelerini dinledik. İnsanların acılarına ve korkularına tanıklık etmek gerçekten bizi derinden etkileyen bir şey oldu. Bu hikâyeler, depremin insanların hayatında yarattığı derin izleri ve yaşanan travmaları gözler önüne seriyor. Afetler sadece binaları değil, insanların duygusal dünyalarını da sarsıyor. Biz bu hikâyeleri dinlerken insanların ne kadar güçlü ve dirençli olduğunu, zor zamanlarda umudu asla kesmememizi gerektiğini gördük. Bu projeye katılmak bizim dünyaya bakış açımızı değiştirdi.  Umuyoruz dinleyen herkesinkini değiştirebilsin, çünkü afetler değil ihmaller öldürüyor ve biz unuttukça ihmal ediyoruz.

Asya Ç. – Lara K. – Ateş Ö.

Sözlü Tarih Neden Önemlidir?

Sözlü tarih, geçmişin bireyler ve toplumlar arasında aktarılması için sözlü olarak iletilen, kaydedilen ve korunan bir tarih türüdür. Sözlü tarih, yazılı belgeler veya arşivlerin eksik olduğu veya mevcut bilgilere tam olarak ulaşılamadığı durumlarda büyük önem taşır. Sözlü tarih, kayıtları tamamlar, toplumsal hafızayı korur, farklı bakış açıları sunar, geçmişteki yaşamı anlamamıza yardımcı olur, belleği canlandırır ve en önemlisi tarihi daha insanlaştırır.

Biz de bu çalışma ile 6 Şubat Kahramanmaraş Depremleri başta olmak üzere ülkemizde yaşanan afetlerden etkilenen insanların seslerine yer vermek istedik. Görüşme yaptığımız kişilerin yaşadıklarını dinleyeceğimiz ve onların bizim duymamızı istedikleri mesajları iletebilecekleri bir atmosfer yaratmaya çalıştık.

Rabia Ç. – İstanbul

Deprem bölgesine ulaşan ilk gazetecilerdendim, oraya vardığımda gazeteci olarak devam etmek çok zor oldu.

Aladdin K. – Hatay

Depremden sonra hatırladığım ilk anı, merdivende sıkışan komşumdu.

Hasan Ö. – Hatay

Her zaman kısa sarsıntılar oluyordu, öyle olacağını sandım. Olmadı.

Melek B. – Kahramanmaraş

Tüm gece uyku tutmamıştı, uyanıktım. Yaşam üçgeni kuracak bir alan bulamadım.

Berfin A. – Adıyaman

Depremden önceki gün gökyüzü kıpkırmızı idi. Huzursuz hissetmiştim…. Ağlamak istiyordum, ama ağlayamıyordum.

Efe O. – Hatay

Deprem olduğu sırada yalnızca ailemi ve arkadaşlarımı düşünebiliyordum. İçinde yaşadığımız binalar öldürdü, deprem değil.

Gökhan A. – Hatay Arsuz

Deprem anında eşimi ve çocuğumu alıp bir yaşam üçgeni kurduk, sarsıntı bittiğinde dışarı çıkabildik. Depremden sonra dünyam bana dar gelmeye başladı.

Mehmet Ali G. – Hatay İskenderun

Sömestrda ailemi ziyarete gitmiştim, çok güzel bir hafta sonu geçirdik. Pazartesi kar tatili olunca bir gün daha kalmak istedim. Deprem oldu.

Emine K. – Hatay

Yarın çamaşırları yıkarım diye düşünüyordum. Gidip yattım. Sonraki gün her şey değişti.

Berna B. – Malatya

Önce annemin sesini duydum, tepki veremedim. Ailemin sesini duyabiliyordum ama ne onlar bana gelebiliyordu ne de ben onlara gidebildim.